Eski ABD Başkanı Donald Trump, Suriye iç savaşına dair çarpıcı açıklamalarda bulunarak, Esad rejiminin devrilmesinin arkasında Türkiye’nin olduğunu söyledi. Trump, bir röportajında, Suriye’deki gelişmelerin ve Esad’ın devrilmesinin, Türkiye’nin bölgedeki stratejik hamlelerinin bir sonucu olduğunu belirtti. Bu açıklama, özellikle Türkiye’nin Suriye’deki rolü ve dış politikası üzerine yeni tartışmaların fitilini ateşledi.
Trump, Esad rejiminin devrilmesinin ardından yaşanan kaotik durumu değerlendirirken, Türkiye’nin bu sürece etkin bir şekilde müdahil olduğunu ifade etti. Türkiye’nin, Suriye’deki muhalif grupları desteklemesinin, Esad yönetiminin zayıflamasında önemli bir faktör olduğunu belirtti. Trump, Türkiye’nin bu süreçteki stratejik hareketlerini, bölgedeki dengeyi değiştiren unsurlar arasında gördüğünü vurguladı.
Ayrıca, Trump, Suriye’deki durumu değerlendirirken, ABD’nin müdahalesinin ve Türk politikasının yanı sıra, Rusya ve İran gibi diğer bölgesel aktörlerin de Suriye’nin geleceğinde kritik bir rol oynadığını ifade etti. Ancak, Trump’ın açıklamaları Türkiye’nin Suriye’deki etkisini daha net bir şekilde ortaya koymuş oldu. Türkiye’nin, özellikle PYD/YPG gibi Kürt gruplarına karşı gerçekleştirdiği askeri operasyonlar ve sınır güvenliğini sağlamak adına attığı adımlar, Esad rejiminin gücünü sarsmada önemli bir rol oynamıştı.
Türkiye, Esad yönetiminin devrilmesi konusunda, ilk günden itibaren Suriye’deki muhaliflere verdiği destekle, siyasi ve askeri olarak önemli bir aktör haline gelmişti. Suriye’deki gelişmelerin ardından Türkiye’nin, bölgedeki güvenlik ve istikrarı sağlamak için attığı adımlar, Ankara’nın Suriye politikasında belirleyici faktörler arasında yer aldı.
Bu açıklamalar, Suriye’deki iç savaşın karmaşık yapısını ve birçok bölgesel gücün bu süreçteki etkisini yeniden gündeme taşıdı. Türkiye’nin Suriye politikasındaki önemli rolü ve Trump’ın değerlendirmeleri, uluslararası ilişkilerde daha fazla tartışmaya neden olabilir. Trump’ın Türkiye’nin Suriye’deki etkisine ilişkin bu çıkışı, bölgedeki güç dengelerini yeniden gözden geçirmemize yol açarken, Türkiye’nin dış politikada izlediği stratejilerin uluslararası arenadaki yansımalarını bir kez daha gündeme getirdi.